TRAVMA SONRASI STRES BOZUKLUĞU NEDİR?
Her üç kişiden biri, hayatlarının belli bir döneminde ciddi travmatik olaylar yaşarlar. Doğal afetler, ölümcül hastalıklar, savaştan kurtulma, tecavüz, kaçırılma, rehin alma, uçak kazaları, uygun olmayan cinsel yaşantılar, yakınlarının kaybı gibi hayatımızı derinden etkileyecek olaylar başımıza geldiğinde insanın kendisine ve dünyaya olan inançlarının sarsılmasına yol açar. Bu olaylar kişide stres tepkileri oluşturur. Bu tepkiler anormal durumda verilebilecek normal tepkilerdir. Travmatik olaydan sonra da verilmesi beklenir. Ancak bu tepkiler etkisini daha da arttırarak devam ediyor ve kişinin sosyal ve günlük hayatında da işlevselliğini bozuyorsa hala bu travmatik olayları yaşıyor gibi hissedip, hatıraları anımsıyorsa, uyumakta zorluk çekiyor ve günlük aktivitelerini yerine getirmekte zorluk çekiyorsa Travma Sonrası Stres Bozukluğu olabilir.
TRAVMA SONRASI STRES BOZUKLUĞU BELİRTİLERİ NELERDİR?
Yaşanan travmanın üzerinden belli bir süre geçtikten sonra kişi eğer travmatik olayı tekrar tekrar yaşıyorsa, aşırı titreme gibi aşırı fizyolojik uyarılmalar görülüyorsa, suçluluk veya olanlardan kendini sorumlu tutuyorsa, olumsuz inanç ve duygulara sahipse ve bu semptomlar dört haftadan uzun sürüyorsa Travma Sonrası Stres Bozukluğu belirtileridir.
Travmatik olayların yanı sıra kişinin içsel karakter yapısı ve kalıtsallık gibi faktörler Travma sonrası stres bozukluğunun ortaya çıkmasında rol oynayabilir. Düşük zeka ve düşük eğitim durumunda TSSB ile bağlantılıdır.
Son olarak bir travma ne kadar korkutucu olursa ve ne kadar uzun sürerse, TSSB görülme olasılığı o kadar artar. Travma sonrası stres bozukluğu görülen bireylerin neredeyse yarısı birkaç ay içinde toplanırken diğerleri yılarca bu durumun zorluğunu yaşabilir.
TRAVMA SONRASI STRES BOZUKLUĞU NASIL TEDAVİ EDİLİR?
Travma sonrası stres bozukluğu ilaç tedavisi ve psikoterapi birlikte uygulanabilir. Tedavide kişinin ihtiyaçları göz önünde bulundurularak tedavinin gidişatı hakkında bilgilendirmek öenmlidir. Psikoterapötik tedaviler arasında EMDR (Eye Movement Desensitization and Reprocessing) yaklaşımı ve Bilişsel Davranışçı terapiler ön plana çıkmaktadır.