İlişkilerde temel kural karşılıklı mağdur olunmadığı, dengeli bir etkileşimin yaratılabilmesidir. Eğer bu denge kurulamazsa, taraflardan biri ‘’kendi duygularını görmezden gelerek sürekli karşı tarafı mutlu etmeye’’ çalışacaktır. Böylece ilişkide olumsuz durumlar gelişecek ve ilişkiyi tıkanma noktasına getirecektir.
Peki Neden Hayır Diyemiyoruz?
Çünkü hayır dediğimizde çatışmadan korkuyoruz.
Karşı tarafı kırmaktan, üzmekten… Hem de kendimizi ikinci plana attığımızı umursamadan.
Belki aramızdaki bağı zedelemekten…
Belki yalnız kalmaktan…
Kendimizi ikinci plana atarak daha fazla uzaklaşıyoruz ihtiyaçlarımızdan. Yalnızlık kaygımız arttıkça da dengesiz ilişkilere daha sıkı tutunuyoruz. Tükeniyoruz farkında olmadan.
Peki Nasıl Hayır Diyeceğiz?
Öncelikle herkesi her koşulda memnun etmenin imkansız olduğunu kabul ederek. Kendi ihtiyaç ve isteklerimizin farkında olarak; karşı taraftan gelen istekleri kendi süzgecimizden geçirmeyi öğrenerek. Sonra yargılayıcı ve suçlayıcı dilden kaçınarak karşı tarafa hislerimizi ifade ederek.
Çünkü ancak kendimizle bağlantıdaysak içimizden gelen ‘’hayır’’ sesini duyabilir ve sahip çıkarız.