Danışan Gizliliği Nasıl Korunur?
Psikolojik danışmanlık süreci, danışanların kendilerini en savunmasız ve dürüst şekilde ifade ettikleri bir alan olarak, özel hayatın mahremiyetine büyük önem verir. Danışan gizliliği, danışmanlık ilişkisinin temel taşlarından biridir ve bu güvene dayalı ilişki, gizliliğin korunmasıyla güçlenir. Peki, psikoloji alanında danışan gizliliği nasıl korunur? Bu makalede, gizliliğin neden önemli olduğunu ve nasıl sağlandığını, örneklemelerle detaylı bir şekilde ele alacağız.
Gizlilik Neden Önemlidir?
Psikolojik destek arayan bireyler, genellikle hayatlarının en zor ve kırılgan dönemlerinden geçerler. Bu süreçte kişisel, duygusal, ailevi ya da sosyal hayatlarına dair derin bilgiler paylaşırlar. Danışanlar, paylaştıkları bilgilerin korunacağını ve güvenlik altına alınacağını bilmek isterler. Bu güven duygusu, danışman-danışan ilişkisini güçlendiren ve terapi sürecinin etkinliğini artıran en önemli faktörlerden biridir.
Gizlilik sağlanmadığı takdirde, danışanlar kendilerini açmaktan çekinebilir, terapi süreci sekteye uğrayabilir ve kişinin iyileşme süreci yavaşlayabilir. Ayrıca etik ihlaller, hem psikolog hem de danışan açısından ciddi hukuki sonuçlar doğurabilir.
Gizliliğin Sağlanma Yöntemleri
1. Gizlilik Sözleşmesi ve Bilgilendirme
Terapi sürecinin başında, danışanlara gizlilik ilkeleri hakkında açık ve net bilgiler verilir. Danışan, hangi bilgilerin gizli tutulacağı ve hangi durumlarda yasal zorunluluk nedeniyle paylaşılması gerektiği konusunda bilgilendirilir. Örneğin, danışan intihar düşünceleri taşıdığını ya da başkasına zarar vereceğini dile getirirse, bu tür bilgiler güvenlik gereği ilgili mercilerle paylaşılabilir. Ancak bu tür durumlar dışında, danışanla ilgili her bilgi gizli tutulur.
Örnek:
Bir danışan, çocukluk travmaları hakkında çok özel bilgiler paylaştığında, danışanın bu bilgilerin hiçbir şekilde başkalarıyla paylaşılmayacağını bilmesi, kendini güvende hissetmesini sağlar. Bu güven, danışanların içsel dünyalarını özgürce açabilmelerine olanak tanır.
2. Kayıt ve Veri Koruma
Danışmanlık sürecinde tutulan notlar, ses kayıtları veya elektronik veriler, sıkı güvenlik önlemleri altında saklanır. Kâğıt üzerinde tutulan bilgiler kilitli dolaplarda muhafaza edilirken, dijital bilgiler şifrelenmiş ve güvenli ortamlarda saklanır. Bu, danışan bilgilerinin yanlış ellere geçmesini önler.
Örnek:
Bir psikolog, danışanıyla olan görüşmelerin dijital notlarını sadece kendisinin erişebileceği şekilde şifreli bir bilgisayar sisteminde saklar. Bu şekilde, danışanın bilgilerine başka hiç kimse ulaşamaz.
3. Anonimlik ve İsim Kullanmama
Danışanların kimliklerini korumak için, özellikle bilimsel araştırmalar, raporlar veya süpervizyon toplantıları gibi durumlarda, isim kullanmak yerine anonimleştirme yöntemi uygulanır. Danışanın özel bilgileri, kimliği açığa çıkmayacak şekilde genel ifadelerle ya da takma isimlerle ele alınır.
Örnek:
Bir üniversite bünyesinde yapılan bilimsel bir çalışmada, danışanların verileri kullanıldığında isimleri yerine “Danışan A”, “Danışan B” gibi kodlar kullanılır. Böylece bireylerin kimlikleri korunur.
4. Hukuki ve Etik Sorumluluklar
Psikologlar, mesleki etik kurallar ve yasalar çerçevesinde danışan gizliliğini sağlamakla yükümlüdür. Bu yükümlülükler, birçok ülkede psikologların bağlı olduğu etik komiteler veya dernekler tarafından belirlenir ve denetlenir. Herhangi bir gizlilik ihlali durumunda, psikolog yasal sorumluluklarla karşı karşıya kalabilir.
Örnek:
Bir danışan, terapi süreci sırasında psikoloğunun kişisel bilgilerini izinsiz bir şekilde üçüncü kişilerle paylaştığını öğrenirse, psikoloğa karşı yasal yollara başvurma hakkına sahiptir. Bu tür bir ihlal, psikoloğun mesleki lisansının iptaline kadar gidebilir.
5. Acil Durumlarda Gizlilik İhlali
Danışanın kendine ya da başkalarına zarar verme riski taşıdığı durumlarda, psikologlar gizlilik ilkesini ihlal edebilir. Bu tür durumlarda gizliliği bozmak, danışanın ya da diğer bireylerin güvenliğini sağlamak amacıyla yapılır. Ancak bu durum, etik ve yasal çerçevede değerlendirilir ve sadece zorunlu hallerde uygulanır.
Örnek:
Danışan, psikologuna intihar etme planından bahsediyorsa, psikolog bu durumu yetkili mercilere bildirebilir. Bu ihlal, danışanın hayatını kurtarmak amacıyla yapıldığından etik olarak kabul edilir.